Eski nesil, aşağıdaki nedenlerden dolayı oyunlara karşı bir isteksizliğe sahiptir:
1. Nesiller arası algılardaki farklılıklar
Geleneksel inançların etkisi: Eski nesil, maddi kıtlık ve yaşamda yüksek baskı çağında büyüdü ve yalnızca sıkı çalışma ve çalışmanın kaderlerini değiştirebileceğine inanıyorlardı ve oyunlar zaman kaybı olarak görülüyordu.
Eğlenceye karşı önyargı: Onların algısında oyunlar, eğitim ve iş gibi "iş"e aykırı olan "iş yapmamak" olarak etiketlenir.
2. Yeni teknolojilere yabancılık ve korku
Maruz kalma ve anlama eksikliği: Eski nesiller video oyunlarına daha az maruz kalıyor ve bunların arkasındaki teknik ve kültürel değerleri anlamakta zorlanıyor, bu da onları yanlış anlamalara eğilimli hale getiriyor.
Yeni teknolojilerle ilgili endişeler: Oyun oynamanın gençler üzerinde bağımlılık, öğrenme, fiziksel ve zihinsel sağlık gibi olumsuz etkileri olacağından endişe duyuyorlar ve bu nedenle onu bir "sel canavarı" olarak görüyorlar.
3. Ergen büyümesi ile ilgili endişeler
Akademisyenleri etkileyin: Eski nesiller, oyun oynamanın çocukların notlarında düşüşe yol açabileceğine, öğrenmeden uzaklaşabileceğine ve gelecekteki gelişimi etkileyebileceğine inanıyor.
Sağlık sorunları: Uzun süre oyun oynamak görme kaybı, servikal spondiloz vb. sorunlara yol açabilir, ayrıca oyun içerisindeki bazı kötü içerikler de çocuğun ruhu üzerinde olumsuz etki yapabilir.
4. Kamuoyu ve haberlerden etkilenmek
Olumsuz haberlerin yayılması: Geçmişte, oyun bağımlısı çocuklar, şarj etmek için para çalma vb. gibi oyunlarla ilgili bazı olumsuz haberler medya tarafından geniş çapta bildirildi ve bu da eski nesil arasında oyunlara yönelik olumsuz izlenimi daha da derinleştirdi.
Yanıltıcı toplumsal algılar: Bazı uzmanlar ve medya kuruluşları, oyun oynamayı "internet bağımlılığı" ile eşitledi ve hatta eski nesiller arasında daha yerleşik bir kavram olan "kanser" olarak gördü.
5. Kişisel deneyim ve değerlerin etkisi
Kendi kendini yetiştirme: Eski neslin gençken video oyunlarına erişimi yoktu ve yeni şeylere daha az açıklar ve oyunlara karşı itilmeye eğilimliler.
Değer farkı: Oyunların ekonomik faydalar ve sosyal getiri sağlamadığına inanarak pratikliğe ve verimliliğe daha fazla değer verirler.
Eski neslin oyunlara karşı isteksizliği tamamen mantıksız değil, ancak bu tutum aynı zamanda zamanın bağlamından, sosyal görüşten ve kuşak farklılıklarından da derinden etkileniyor. Toplumun oyunları derinlemesine anlaması ve oyunların olumlu değerinin keşfedilmesiyle bu kavram yavaş yavaş değişiyor.